112 acil servis, acil durumlar için hayati bir öneme sahiptir. Ancak son yıllarda, bu hizmete yapılan asılsız ihbarlarda ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Bu durum, gerçek acil durumların müdahale sürelerini uzatarak, vatandaşların hayatını tehlikeye atmaktadır. Bu sebeple, hükümet, acil hizmetlerin etkinliğini artırmak amacıyla asılsız ihbarlara uygulanan cezaların artırılmasına yönelik yeni bir düzenlemeyi hayata geçirdi. Hedef, bu tür ihbarların önüne geçerek, acil hizmetlerin daha etkin bir şekilde yönetilmesini sağlamak.
Asılsız ihbar, herhangi bir acil durum olmadığı halde 112 acil hizmetlerine yapılan gereksiz bildirimlerdir. Bu ihbarlar genellikle şaka amaçlı ya da kötü niyetle yapılmakta olup, gerçek acil durumlarda, sağlık ekiplerinin zamanında ulaşımını engellemektedir. Türkiye’de 112 Acil Çağrı Merkezi, günlük olarak binlerce çağrı alırken, bunların önemli bir bölümü asılsız ihbarlardır. Bu durum, sağlık ekiplerinin, polis ve itfaiye gibi diğer acil durum hizmetlerinin yeterli kaynaklarla çalışmasını zorlaştırmaktadır.
Örneğin, bir vatandaşın yapmış olduğu asılsız bir ihbar sonucunda, aslında bir acil durumu olan başka bir vatandaşın ihtiyacının karşılanamadığını düşünün. Böyle bir senaryo, insanların hayatını tehdit eden ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. Bu nedenle, hükümet, asılsız ihbarların önlenmesi ve yaptırımları artırarak, bu dikkatsiz davranışların caydırıcı olmasını amaçlıyor.
Yeni düzenlemeler, asılsız ihbarlarda bulunanlara uygulanacak cezaları artırırken, ayrıca ihbarların değerlendirilmesi ve doğruluğunun kontrol edilmesi konusunda da yenilikler getirmektedir. Yapılan son açıklamalara göre, asılsız ihbar yapan bireylere uygulanacak cezalar, 2023 yılı itibarıyla %100 oranında artmıştır. Özel durumlar için bu oran daha da yüksek olabilmektedir.
Asılsız ihbarda bulunanlar, 7000 TL'ye kadar para cezası ile karşılaşabilirken, tekrarlayan ihbarlar durumunda bu cezalarda katlanarak artış yaşanacaktır. Ayrıca, asılsız ihbarın gereksiz bir şekilde polis ve itfaiye ekiplerinin seferber olmasına neden olması durumunda, cezanın yanı sıra suç duyurusunda bulunulması da söz konusu olabilecektir. Bu durum, hem maddi hem de hukuki sonuçları beraberinde getirmektedir.
Zaten zor bir dönemden geçen acil hizmetler için bu tür yasak ve cezalar, bir uyarı niteliği taşıyor. Ülkemizde sağlık sisteminin yükünü artıran bu ihbarlar, acil hizmetlerin kalitesini de düşürmektedir. Dolayısıyla, bireylerin sorumluluk bilinci ile hareket etmeleri büyük bir önem taşıyor.
Yeni düzenlemelerin yanı sıra, kamuoyunda bilinçlendirme çalışmaları da kapsayıcı bir şekilde ele alınmaktadır. Eğitim ve bilgilendirme kampanyaları ile vatandaşların, acil durumlar ve bu durumlarda nasıl hareket edilmesi gerektiği konusunda daha bilinçli olmaları sağlanmaya çalışılmaktadır. Bunun yanı sıra, 112'nin gerekliliği, acil hızlı müdahale anlamında kritik bir öneme sahip olduğuna dair farkındalık yaratılacaktır.
Son olarak, uygulamanın daha etkin olabilmesi adına, vatandaşların asılsız ihbarlar konusunda şikayette bulunabileceği, 112 çağrı merkezi dışındaki bireyler tarafından da bu ihbarların yapılmasını ve takip edilmesini sağlayacak sistemin kurulacağı bildirilmektedir. Bu sayede, toplum içinde dayanışma ve anlayış ortamı yaratılarak, gereksiz ihbarların önüne geçilmesi hedeflenmektedir.
Yeni düzenleme ile birlikte, her bireyin kendi sorumluluğunu bilerek, acil çağrı sistemine ihtiyaç olmadığında bu hizmetleri kullanmaması gerektiği vurgulanmaktadır. Unutulmamalıdır ki, 112 acil servisi, gerçek acil durumlar için var ve bu sistemin etkinliği, hepimizin sağlığı ve güvenliği için son derece önemlidir.