İstanbul'da yaşayan, 24 yaşındaki Elif Yıldız, son bir ay boyunca devam eden hafif öksürüğünü basit bir soğuk algınlığına atfetti. Ancak, bu sürecin sonunda yapılan tetkiklerin sonuçları, onun ve ailesinin hayatını tamamen altüst etti. Aylardır süren öksürüğün kaynağı akciğer kanseri olarak belirlendi. Genç yaşına rağmen böyle bir teşhisle karşılaşan Elif, yaşadığı süreci ve kanserle mücadelesini anlattı.
Elif, hikayesinin başlangıcında, öksürüğünün başlangıcını hatırladığını belirtiyor. "Öksürüğüm bir sabah aniden başladı ve ilk başta pek umursamadım. Genelde kış aylarında soğuk algınlığı ve grip gibi enfeksiyonlarla karşılaşırdım, bu nedenle kendimi fazla endişeli hissetmedim," diyor. Zamanla öksürükle birlikte hafif göğüs ağrıları da yaşamaya başladı ama bu durumu ertelemeyi tercih etti. Çünkü genç yaşta herhangi bir sağlık sorunu yaşamayacağına inanıyordu.
Ancak Elif’in ailesi, durumu daha ciddiye almaları gerektiğini düşündü. Annesinin teşvikiyle bir doktora görünmeye karar veren genç kadın, ilk muayenesinde basit bir solunum yolu enfeksiyonu teşhisi aldı. Kendisine bazı ilaçlar verildi ve birkaç gün içinde öksürüğün geçmesi umuldu. Ancak bir hafta geçmesine rağmen Elif’in durumu düzelmedi. Bu zamanda öksürüğü artmış ve özellikle geceleri uykusunu kaçırmaya başlamıştı.
Doktorunun ısrarıyla daha kapsamlı testler yapılmaya başlandı. Akciğer filmi, kan tahlilleri ve sonrasında yapılan bronkoskopi sonucu oldukça sarsıcıydı: "Kanser" kelimesini duyduğunda, dünyası yıkılmış gibiydi. Hepsi birden üstüne geldi. “Neden ben?” sorusu aklında sürekli yankılandı; 24 yaşında sağlıklı olduğunu düşündüğü bir yaşamı bir anda sorgulamaya başladı. Teşhis, küçük bir cerrahi prosedürle onaylandı. Motive edilmeye çalışılan Elif, durumu kabullenmenin zor olduğunu ve bunu atlatmanın çok önemli olduğunu biliyordu.
Kanserle mücadelesi, sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da oldukça zorlayıcıydı. Elif, yaşadığı duygusal dalgalanmaları şöyle tanımlıyor: "Kendimi bir savaşçı gibi hissetmiyordum. Çoğu zaman kendimi yalnız ve çaresiz hissettim." Ancak başta ailesi ve yakın arkadaşları olmak üzere çevresindeki destekle daha güçlü bir insan olmaya karar verdi. Kendine kısa dönemli hedefler koyarak hayatının her alanında mücadele etmeyi öğrendi.
Hastane süreci boyunca birçok tedavi seçeneği ile karşılaşan Elif, tedaviye hızlıca yanıt vermeye başladı. Kemoterapi seansları, zorlu geçen günler ve fiziksel yorgunluklar arasında hayata tutunmanın yollarını bulmaya çalıştı. Elif, sürecini şöyle ifade ediyor: "Hayatımdaki her şey değişti ama bu durumda bile hayatta kalmak için savaşıyorum." Kendine yeni bir yaşam tarzı benimseyen genç kadın, sağlıklı beslenmeye ve fiziksel aktivitelere önem vermeye başladı.
Elif’in öksürüğünün ve hastalığının ciddiye alınmaması, aslında pek çok insan için önemli bir ders niteliğinde. Sağlık problemleri çoğu zaman basit belirtilerle başlar ama bu belirtilerin göz ardı edilmesi, durumun çok daha kötüye gitmesine yol açabilir. Elif, herkesin sağlıklarını göz ardı etmemesi gerektiğini vurguluyor: “Kendinize dikkat edin. Küçük belirtileri bile ciddiye alın ve gerektiğinde doktora gidin.” Bu durumu kendisi için bir kampanyaya dönüştürmeye karar veren genç kadın, toplumu bilinçlendirmek adına çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde yer almayı planlıyor.
Bugün Elif, tedavisinin ilerlediği dönemde daha pozitif bir yaşam sürüyor. Kanserle mücadele eden gençlerin sesi olmayı hedefliyor. Kendisine ilham veren pek çok hikaye olsa da, en çok kendi hayatında yaşadığı tecrübeyi paylaşmayı öncelikli hedefleri arasında gördüğünü belirtiyor. Onun hikayesi, genç yaşta bile sağlığın ciddiyetini anlatan güçlü bir mesaj taşıyor.
Elif’in hikayesi, genç insanlara örnek olması; sağlık problemleri karşısında dikkatsiz davranmamaları yönünde önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Herkesin küçük de olsa vücut sinyallerine dikkat etmesi gerekiyor. Geç kalmadan önlem almak, hayati bir fark yaratabiliyor.