Bir mesleğe yıllarını vermek, onu sadece bir iş olarak değil, bir yaşam tarzı olarak benimsemek, birçok insan için ulaşılması zor bir ideal gibi görünebilir. Fakat 62 yıldır iplerle sanat eserleri üreten usta sanatçımız, bu düşüncenin bir gerçeklik olduğunu kanıtlıyor. İplerin görünmeyen gücüyle, hayal gücünden beslenen eserler ortaya çıkaran bu sanatçı, sadece bir zanaatkar değil, aynı zamanda bir tutku timsali. Onun serüveni, bir ip parçasından başlayan hikayelerin, estetik bir yolculuğa nasıl dönüştüğünü anlatıyor.
64 yaşındaki sanatçımız, çocuk yaşlarda başladığı ip harfiyatını, zamanla bir meslek haline dönüştürdü. İlk başta sadece oyun olarak gördüğü ipleri, daha sonra hayatının vazgeçilmez bir unsuru haline getirdi. Kendi yaptığı ip sanat eserleri; hem zarif dokusu hem de estetik yapısıyla dikkat çekiyor. Ustamızın elinden çıkan eserler, farklı boyutlarda ve desenlerde olabiliyor; ama hepsinin ortak bir noktası var: Hepsi özenle, büyük bir tutku ile hazırlanmış.
İplerle yaptığı sanat eserlerinde, özellikle geleneksel motifler ile modern tasarımları harmanlayarak, her yaştan sanatsevere hitap etmeyi başaran bir usta. Bunun nedeni ise, onun sadece ipleri değil, insanların hayallerini ve duygularını da bir araya getirmesi. "Her ipin bir hikayesi var," diyor sanatçımız. "Benim işim, bu hikayeleri ortaya çıkarmak." Onun için her düğüm, her kıvrım, yeni bir anlatım tarzı ve duygusal bir bağ ifade ediyor.
Anadolu'nun zengin kültürel mirası ve geleneksel el sanatları, sanatçımızın iplerle yarattığı eserlerde sıkça ön plana çıkıyor. Özellikle yöresel motiflerin modern formlarla birleştirilmesi, eserlerinin hem nostaljik hem de çağdaş bir hava taşımasına yol açıyor. Müşterileri ve sanatseverlerle kurduğu bağlar sayesinde, sosyal medyada büyük bir takipçi kitlesine sahip. Paylaştığı eserler ve onlarla ilgili hikayeler, her kesimden insanın ilgisini çekmeyi başarıyor.
Üretim sürecinde sadece fiziksel bir emek harcamakla kalmayıp, her bir ipin arkasında duygusal bir yoğunluk oluşturduğunu vurgulayan sanatçı, yaptığı işin sadece elle tutulur bir şey üretmekten daha fazlası olduğunu belirtiyor. "Sanat, ruhun bir yansımasıdır," diyor. "Kendi ruh halimi ve hissettiklerimi, iplerle kurduğum eserlerde buluyorum." İplerin şekil almasıyla, gözle görülemeyen duygular, birer sanat eserine dönüşüyor.
Sanatçımız, aynı zamanda genç yeteneklere de mentorluk yaparak, bu sanat dalının geleceğine katkılar sağlamayı da ihmal etmiyor. Eğitimin önemini vurgulayan sanatçı, yıllardır edindiği tecrübeleri genç nesillerle paylaşmaya çalışıyor. "Gençlerin bu sanata ilgi duyması için, onlara doğru yönlendirmeler yapmak ve ilham vermek gerekiyor," diyor. Atölyelerinde yapılan çalışmalarda, birçok genç sanatçı adayıyla bir araya gelerek, birlikte yeni projelere imza atıyor. Bu sayede, geleneksel sanatlar ve modern sanat bir arada yaşayarak, daha geniş kitlelere ulaşmayı başarıyor.
Sonuç olarak, 62 yıldır ipleri elle örerek, sanata ve hayallere dönüşen sıradan şeylerin nasıl hayat bulabileceğine dair ilham veren bir hikaye. Bu sanatçı, iplerin sadece birer malzeme değil, duygular ve hayallerin ifadesi olduğunun altını çiziyor. Her bir eseri, yıllar süren deneyim ve tutku ile şekillenen bir yolculuğun sonucunu sunuyor. Onun hikayesi, sanatın gücünü, zamanın geçişine rağmen nasıl genç ve dinamik kalabileceğini gösteriyor. Her ip, onun ellerinde yaşam buluyor; her düğüm, yeni bir hikaye ve ilham kaynağı olarak hayat buluyor.