Türkiye ve Rusya arasındaki diplomatik ilişkiler, 2023 yılı itibarıyla tam 105. yılını doldurmuş durumda. Bu iki ülke, tarihsel olarak zengin kültürel geçmişleri ve stratejik coğrafi konumlarıyla dünya sahnesinde önemli bir rol oynamaktadır. Her ne kadar zaman zaman gerilimli dönemler yaşanmış olsa da, Türkiye-Rusya ilişkileri günümüzde bölgesel ve küresel dengelerin sağlanmasında kritik bir unsur haline gelmiştir. Bu yazıda, bu uzun soluklu ilişkinin tarihçesi, güncel durumu ve geleceği üzerine derinlemesine bir bakış sunacağız.
Türkiye ile Rusya arasındaki resmi diplomatik ilişkilerin başlangıcı, 18. yüzyılın ortalarına kadar gitmektedir. İlk olarak 1852'de imzalanan İstanbul Antlaşması ile belirlenen ilişkiler, 1920'lerde Sovyetler Birliği'nin kurulmasıyla bir dönüm noktasına ulaşmıştır. 1925’te imzalanan dostluk antlaşması, iki ülke arasındaki ilişkilerin uluslararası hukuk zemininde sağlamlaşmasına zemin hazırlamıştır. Bu dönemde, kültürel etkileşimler ve ticari ilişkiler hız kazandı. Ancak, Soğuk Savaş dönemi boyunca ilişkiler zaman zaman gerilimli bir seyir izledi.
1990'ların başında Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra, iki ülke arasındaki ilişkiler yeni bir boyut kazandı. Türkiye, bağımsızlıklarını ilan eden eski Sovyet Cumhuriyetleriyle birlikte Rusya ile olan ilişkilerini de yeniden değerlendirmeye başladı. 2000'li yıllarda liderlerin karşılıklı ziyaretleri ve ekonomik işbirlikleri ile önemli bir ivme kazandı. Enerji işbirliği, turizm ve savunma sanayi gibi alanlarda atılan adımlar, bu ilişkilerin güçlenmesine önemli katkılarda bulundu.
Bugün Türkiye-Rusya ilişkileri, birçok alanda işbirliği ve anlayış üzerine inşa edilmiş durumda. Özellikle enerji alanındaki işbirlikleri, iki ülke arasındaki bağların sıkılaşmasında yuvarlak masadaki ana temalardan biridir. Türkiye’nin enerji güvenliği açısından Rusya, önemli bir doğal gaz tedarikçisi konumundadır. TürkAkım projesi, iki ülkenin enerji alanında nasıl bir işbirliği içerisinde olduğunu göstermektedir. Özellikle Avrupa'nın enerji politikaları göz önüne alındığında, bu tür projelerin önemi daha da artmaktadır.
Sadece enerji değil, savunma sanayi de Türkiye-Rusya ilişkilerinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Türkiye, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın alarak, kendi savunma politikalarında bağımsız bir strateji geliştirmeye çalıştı. Ancak bu durum, NATO ile olan ilişkilerinde bazı tartışmalara yol açtı. Her iki ülke de kendi ulusal güvenlik çıkarlarını gözetirken, diplomatik düzeyde işbirliği içerisinde olmaya devam ediyor.
Turizm sektöründe de önemli gelişmeler yaşanıyor. Rus turistlerin Türkiye’ye akını, ekonomik ilişkilerin derinleşmesine katkı sunuyor. Türkiye’nin turizm gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturan Rus turistler, iki ülke arasındaki ilişkilerin can damarı niteliğinde. Covid-19 pandemisi sonrası yeniden açılan sınırlarla birlikte, bu alanın daha da rağbet göreceği tahmin ediliyor.
Son yıllarda Suriye krizi ve bölgesel çatışmalar bağlamında Türkiye-Rusya ilişkileri daha da karmaşık bir hal aldı. Her iki ülke de Suriye’deki çatışmalara farklı perspektiflerden yaklaşsalar da, ortak çıkar doğrultusunda bazı dönemlerde işbirliği yapmayı da başardılar. Astana Süreci bu bağlamda önem kazanmaktadır. Türkiye ve Rusya'nın yanı sıra İran’ın da dahil olduğu bu süreç, bölgedeki krizin çözümüne katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Özetle, Türkiye-Rusya diplomatik ilişkileri kendi içinde birçok dinamiği barındırıyor. 105 yıl süren bu ilişkiler, sıkıntılı dönemlerden geçse de her iki taraf da stratejik açıdan birbirine bağımlı hale gelmiştir. İnsanlar arası, ekonomik ve kültürel bağlar her geçen gün daha da güçlenirken, uluslararası alandaki gelişmelerin etkisi altında şekillenmeye devam ediyor. Gelecekte atılacak adımlar, sadece iki ülkesel anlamda değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası dengenin nasıl kurulacağını da belirleyecektir.
Sonuç olarak, Türkiye ve Rusya'nın diplomatik ilişkileri, sadece tarihsel bir mesele değil, tüm dünyanın ilgisini çeken dinamik bir dizi olayın ve stratejik kararların sonucudur. Bu iki ülkenin birbirlerine olan bağı, farklı zorluklarla nasıl yüzleşeceklerini ve işbirliğini nasıl sürdüreceklerine dair önemli ipuçları vermektedir. 105 yıl sonra gelinen nokta, hem geçmişten dersler çıkartma hem de geleceği şekillendirme noktasında Türkiye-Rusya ilişkilerinin önemini bir kez daha vurgulamaktadır.