Karadeniz, Türkiye'nin en önemli turistik bölgelerinden biri olarak, her yaz milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Ancak son yıllarda yaşanan çevresel sorunlar, bu güzel bölgenin geleceğini tehdit ediyor. Ekim 2023 itibarıyla, Karadeniz'de yaşanan aşırı kirlilik, su kirliliği ve deniz canlılarının azalması gibi çevresel felaketler, birçok uzmanın alarm zillerini çalmasına neden oldu. Buna rağmen, Karadeniz’in plajları yaz aylarında dolup taşıyor. Peki bu çelişkili durumun sebepleri neler? Bu yazımızda, Karadeniz’deki çevre felaketine rağmen plajların kalabalık olmasının ardındaki dinamikleri ele alıyoruz.
Karadeniz’in doğal güzellikleri, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Sıcak yaz günlerinde, deniz ve güneş arayışı içinde olan tatilciler, Karadeniz’in temiz ve serin sularını tercih ediyor. Özellikle bölgedeki plajların sunduğu doğal manzaralar ve tarihi zenginlikler, tatilcilerin gözdesi haline geliyor. Ancak çevre felaketlerinin etkisi, bu güzelliklerin yanında başka bir tarafı da var. Deniz kenarındaki tesisler, sanayi atıkları ve tarımsal kimyasallar nedeniyle büyük bir kirliliğe maruz kalıyor. Buna rağmen, plajlar hala kalabalık. Bunun sebeplerinden biri, bölge halkının ve işletmelerin, kirliliği görmezden gelerek turistlerden elde ettikleri ekonomik kazançlardır.
Karadeniz bölgesindeki çevre sorunlarına karşı yerel halkın tutumu, bu durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Birçok insan, çevre felaketinin sonuçlarından haberdar olsa da, işsizlik ve ekonomik zorluklar altında kalmamak için bu durumu kabullenmekte. Yerel iş yerleri ve plaj işletmeleri, turistlerden gelen gelirleri artırarak kendi geçimlerini sağlama çabası içerisindeler. Ancak bu durum, ekosistemin daha fazla zarar görmesine yol açıyor. Çevre bilincinin yeterince gelişmemiş olması, halkın bu sorunlara karşı kayıtsız kalmasına neden oluyor. Eğitim eksiklikleri ve bilinçlendirme kampanyalarının yetersizliği, Karadeniz'deki çevre felaketlerinin giderilmesinin önünde büyük bir engel teşkil ediyor.
Özetle, Karadeniz’deki çevre felaketine rağmen plajların dolup taşmasının ardında, turistik cazibe, ekonomik kaygılar ve bilinç eksikliği yatıyor. Yerel yönetimlerin ve çevre örgütlerinin bu felakete dur demek için daha fazla adım atmaları ve halkı bilinçlendirme çalışmaları konusunda daha etkin olmaları gerekiyor. Aksi takdirde, Karadeniz’in doğal güzelliklerini ve zenginliklerini kaybetmemek için acele etmeliyiz.
Karadeniz’in geleceği, sadece yerel halkın ve tatilcilerin değil, tüm ülkenin sorumluluğudur. Çevre bilincinin arttığı, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanıldığı bir ortamda, hem yerel halkın geçim kaynağı korunabilir hem de doğal güzellikler gelecek nesillere aktarılabilir. Bu nedenle, herkesin üzerine düşeni yapmalı; Karadeniz’i korumak ve bu cennet köşesinin değerini bilmek için harekete geçmelidir.