Bir şehrin kalabalık ve hareketli caddesinde sıradan bir gün, beklenmedik bir olayla sarsıldı. Kısmı görme kaybı yaşayan 45 yaşındaki Mert T. yürüyüş yaptığı sırada, tanımadığı bir kişi tarafından telefonunu çaldırarak panik içinde caddeden uzaklaştı. Olay, çevredeki vatandaştan gelen görüntüler ve tanık ifadeleriyle sosyal medyaya düştü. Hem Mert’in yaşadığı travma hem de bu durum toplumda yeniden güvenlik ve suç oranları konularında endişeleri artırdı.
Pazar günü saat 15:30 sularında meydana gelen bu olayda, Mert T. cebindeki akıllı telefonuyla yürüyüş yaparken, arkasından yaklaşan hırsız caddenin kalabalığını kullanarak hızlıca eylemini gerçekleştirdi. Mert, dar bir alanda yürüdüğü için büyük bir sürprizle karşılaştı. O an yaşadığı şaşkınlığı tarif ederken "Bir anda arkamdan hızlıca biri geçti, ne olup bittiğine dair algım yoktu. Sadece telefonumun elinden kayıp gittiğini anladım." dedi. Tanıkların ifadesine göre, hırsız oldukça usta ve hızlı davranarak kalabalığın arasına karışmayı başardı. Bu durum, toplumda güvenlik konusunu yeniden gündeme getirdi.
Olayın hemen ardından çevredeki güvenlik kameraları incelendi ve Mert’in telefonunun hırsız tarafından nasıl alındığı belirlendi. Yerel emniyet yetkilileri, olay sonrası toplu yürüyüşlerde hırsızlık olaylarının artabileceğine dikkat çekerek, vatandaşlardan daha tedbirli olmalarını istedi. Ayrıca, şehir merkezindeki güvenlik önlemlerinin artırılacağı ve benzer olayların önlenmesi için yeni uygulamaların hayata geçirileceği belirtildi. Bu durum, benzer mağduriyetler yaşamış olanların da seslerini yükseltmelerine neden oldu. "Harekete geçmek zorundayız. Daha fazla insanın başına benzer olayların gelmesini istemiyoruz." diyen bir vatandaş, şehir koordine anlayışını sorguladı.
Kısmı görme kaybı olan bireylerin yaşadığı zorluklar, Mert T.’nin hikayesiyle bir kez daha ön plana çıktı. Zaten günlük hayatında bağımsız olma mücadelesi veren bu bireylerin, bir de dış saldırılara maruz kalmaları büyük bir travma yaratıyor. Toplumun bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini belirten uzmanlar, engellilere yapılan hırsızlıkların bir tür ayrımcılık olduğunu ve bu tür davranışların asla kabul edilemeyeceğini vurguladılar. Bu olay, engelli bireylerin devletten ve toplumdan daha fazla destek alması gerektiğine dair tartışmaları da yeniden alevlendirdi.
Yaşanan bu olay, birçok kişiyi yalnızca güvenlik endişesiyle değil, aynı zamanda empati duygusunu da sorgulamaya yönlendirdi. "Engelli biri olarak, böyle bir durumda ne yapabileceğimi düşünmek zorunda kalıyor olmam çok üzücü." diyen bir başka genç kadın, Mert gibi bireylere karşı toplumun daha duyarlı hale gelmesi gerektiğine dikkat çekti. Sosyal medyada da benzer mesajlar yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Bireylerin güvenliğini sağlamak için yerel yönetimlerin daha fazla özen göstermesi gerektiğini belirten pek çok paylaşım yapıldı.
Mert T., çalınan telefonunu kurtarmak için mahkemeye başvuracak. Cep telefonunun içindeki önemli bilgilerin kendisi için her zamankinden daha değerli olduğunun altını çizen Mert, 'Bu olay benim için sadece kaybettiğim telefon değil, aynı zamanda güvenliğimin de çalındığını hissettim. Bu durumu asla unutmayacağım.' şeklinde ifadelerde bulundu. Mert’in yaşadığı bu acı deneyim, birçok insanın dikkatini çekerek, güvenlik sorunlarına dair farkındalık oluşturdu. Toplum olarak hırsızlık gibi olaylara karşı duyarsız kalmamak gerektiği ve engellilerin de haklarına saygı gösterilmesi gerektiği vurgulandı.
Sonuç olarak, Mert’in yaşadığı bu üzücü olay, yalnızca bir hırsızlık olayı olmanın ötesinde, toplumda daha geniş bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Engelli bireyler için güvenli bir yaşam sağlamanın önemi bir kez daha ortaya kondu. Herkesin eşit haklara sahip olduğu bir dünyada yaşamak dileğiyle, dikkatli ve duyarlı olmalıyız.