Son dönemin en dikkat çekici dava dosyalarından birine imza atan 29 yaşındaki Zeynep A., kocasının sürekli mobbing uyguladığı ve onu aldatma iddialarıyla tehdit ettiği için yaşamına son vermek zorunda kaldığını öne sürdü. Zeynep’in, kocası Ahmet A. ile yaşadığı sorunlar ve sonrasında gelişen olaylar, mahkeme salonunda pek çok kişinin duygusal anlar yaşamasına neden oldu. Zeynep’in, iddialara göre gece yarısı "Sen beni aldatıyorsun" diyerek kendisini döven kocasına karşı verdiği tepki, Türkiye gündemini sarsan bir cinayet davasını doğurdu.
Davanın temelleri, Zeynep ve Ahmet A. arasındaki tartışmalarla atıldı. Zeynep’in ifadesine göre, evliliklerinin ilk yıllarında her şey yolundaydı. Ancak zamanla kocası iş yerinde bir kadından etkilendi ve onunla ilişkisi olduğu yönünde dedikodular yayılmaya başladı. Ahmet A., Zeynep’i sürekli olarak aldatmakla suçluyor ve bu durumu bahane ederek fiziksel şiddette bulunuyordu. Zeynep, yaşadığı şiddete karşı koymaya çalıştığı her seferde daha da kötüleşen bir duruma düşüyordu. Evliliklerinde yaşanan bu çalkantılı dönem, Zeynep’in ruh sağlığını önemli ölçüde etkiledi.
Olayın gerçekleştiği gece, Ahmet A.’nın tekrar Zeynep’i dövmesi üzerine Zeynep, aşırı bir panik ve stres içinde mutfaktan aldığı bir bıçakla kendisini savunmaya karar verdi. Olay yerinde yaşanan mücadele sonucunda Ahmet A., hayatını kaybetti. Zeynep, durumu hemen polise bildirdi. Emniyete yapılan ihbarda Zeynep, "Kendimi korumak için yaptım, bana zarar verecek diye korktum" dedi.
Mahkeme süreci başladığında, Zeynep’in durumu, toplumda büyük bir tartışma yarattı. Kadınlar için şiddetin ne kadar yaygın bir sorun olduğu, Zeynep’in avukatları tarafından savunma sırasında gündeme getirildi. Zeynep, manevi olarak maruz kaldığı şiddeti belgelerle destekleyerek, "Sürekli olarak baskı altındaydım. Kendimi korumak istedim" şeklinde ifadeler kullandı. Mahkemede birçok kadın sivil toplum kuruluşu temsilcisi Zeynep’i desteklemek amacıyla hazır bulundu.
Sanık olarak yargılanan Zeynep, daha önceki süre zarfında Ahmet A.’nın kendisine uyguladığı fiziksel şiddeti belgeleyen raporları mahkemeye sunarak, "Yıllarca çektiklerime dayanamadım" ifadelerini kullandı. Zeynep’in duruşmasına katılanların birçoğu gözyaşlarına boğulurken, kadınların yaşadığı şiddet ve bu şiddete karşı verilen tepkiler üzerine düşüncelerini paylaştılar.
Davanın mahkemesindeki üçüncü gününde, tanık olarak dinlenen Zeynep’in arkadaşları, Zeynep’in bahsettiği şiddeti doğrulayan ifadeler verdiler. "Zeynep sürekli korku içindeydi. Onun bu hale gelmesinin sorumlusu tamamen Ahmet’ti" dediler. Bunun yanı sıra, birçok kadın derneği ve aktivisti de davaya müdahil olabilmek adına başvuruda bulundu. Zeynep’in davasında adaletin sağlanması ve kadınların şiddetten korunmasına ilişkin talepler savunuldu.
Olay, yalnızca Zeynep’in hayatını değil, aynı zamanda toplumsal algıyı da etkileyen bir durum haline gelmeye başladı. Kadına yönelik şiddetle mücadelede bir simge haline gelen Zeynep, duruşmalarının devamında yalnız olmadığını hissetti. Zeynep’in yaşadığı dramatik olay, çok sayıda kadının sesini yükseltmesine yardımcı oldu. Çoğu kadın, Zeynep’in maruz kaldığı durumları kendi hayatlarında da yaşadıklarını ve benzer konulara dikkat çekilmesi gerektiğini ifade ettiler.
Sonuç olarak, Zeynep A. için devam eden duruşmalar, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konularında bir farkındalık yaratmaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’deki kadınların yaşadığı şiddet ve bu şiddete karşı verdikleri mücadelede Zeynep’in davası bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Şiddet mağduru kadınların yaşadığı zorlukların daha fazla dile getirilmesi ve toplumun bu konuda daha duyarlı hale gelmesi için Zeynep ve onun gibi birçok kadının sesi olunması gerektiği her kesimden dile getirilmektedir.