Pınar Yıldız, 25 yaşında, genç ve hayat dolu bir kadındı. Ancak 2023 yılında yaşanan korkunç bir olay, hayallerini sonsuza dek kararttı. Pınar, bir akşam evine dönerken eski sevgilisi tarafından pusuya düşürülerek yakıldı. Bu olay, Türkiye’nin pek çok yerinde yankı bulurken yalnızca bir cinayet vakası değil, aynı zamanda kadına şiddetin bir yansıması olarak da değerlendirildi. Ne yazık ki, Pınar’ın davası onun ölümüyle birlikte düştü ve bu durum Türkiye’deki adalet sistemine olan güveni sorgulattı.
Pınar, ailesinin tek çocuğuydu ve hayata karşı büyük bir tutkusu vardı. İstanbul Üniversitesi’nde psikoloji okuyan genç kadın, okumaya ve kendini geliştirmeye çalışırken bir yandan da sosyal hizmet projelerinde gönüllü olarak yer alıyordu. Ancak eski sevgilisi olan Ali K., Pınar’la olan ilişkisinin sona ermesinden sonra takıntılı bir hale geldi. Daha önce Pınar'ı defalarca kez rahatsız eden Ali, bu durumun son bulmasını kabullenemedi. Pınar, genç yaşına rağmen hayatında birçok kazanım elde etmek için çabalarken, eski sevgilisi onun üzerine karanlık bir gölge gibi çökmeyi başardı.
Geçtiğimiz yaz gecesi, Pınar, bir arkadaşından dönerken, Ali tarafından köşeye sıkıştırıldı. Ali, artık dayanılmaz bir hâl alan tutkulu hislerini ve intikam duygusunu birleştirerek Pınar'a saldırdı. Olayın detayları, Pınar'ın ailesinin ve arkadaşlarının dehşete düşmesine yol açtı. Ali, bir benzin bidonuyla Pınar’ın etrafını sarmış ve üzerine benzin dökerek ateşe vermişti. Pınar’ın yanışı, olay yerindeki tanıklar tarafından gözlemlendi ve bu durum, Pınar’ın hayatının son anlarını daha da acı bir hale getirdi.
Pınar’ın ölümünün ardından olayın failleri hakkında başlatılan soruşturma, toplumda büyük bir infial yarattı. Birçok sivil toplum kuruluşu, aktivistler ve kadına yönelik şiddet karşıtı örgütler, Pınar’ın davasını sahiplenmek için harekete geçti. Kadınların maruz kaldığı şiddetin önlenmesi ve faillerin cezalandırılması adına duyurular yapıldı. Pınar’ın davası, yalnızca bir cinayet davası değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olarak ele alındı.
Maalesef ki, Pınar’ın ölümü ve ardından yaşanan süreç, Türkiye’deki adalet sisteminin zaaflarını bir kez daha görünür hale getirdi. Faillerinin en ağır şekilde cezalandırılması ve kadın cinayetlerine karşı daha etkin yasaların uygulanması talep edildi. Ancak Pınar’ın davası, onun ölümüyle birlikte düşmesiyle, birçok soruyu da beraberinde getirdi. Pınar’ın ailesi, toplumun desteğiyle adalet arayışını sürdürürken, toplumun her kesiminden gelen tepkiler de büyümeye devam etti.
Pınar’ın davasının düşmesi, sadece ailesi ve yakınları için değil, aynı zamanda toplumsal bir travmayı da beraberinde getirdi. Kadın cinayetlerine karşı toplumun duyarsız kalmaması gerektiği gerçeği, Pınar’ın davasıyla birlikte daha da güçlendi. Kadın hakları savunucuları, bu davanın kapatılmasından büyük bir üzüntü duyarak, kamuoyunun dikkatini çekmek üzere yeni kampanyalar başlatmaya başladı. Pınar’ın akıbetinin, başka kadınların da ses bulmasına yardımcı olma arzusuyla adaletin peşinde koşan kesimlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Pınar’ın hikayesi, pek çok kadının yaşadığı zorlukları simgeliyor. Geçmişte yaşanan benzer olaylar, acaba bugün de aynı şekliyle devam ediyor mu sorusunu akıllara getiriyor. Yalnızca hukuki süreçle değil, aynı zamanda toplumsal bir değişim ve dönüşümle mücadele etmemiz gerektiği gerçeği, Pınar’ın acı hikayesinin en önemli mesajı olarak öne çıkıyor.
Pınar’ın ardında bıraktığı miras, sadece bir cinayetin parçası olmanın ötesinde, toplumsal değişimler için bir adım atma çağrısıdır. Bu olayların bir daha yaşanmaması adına, kadınların seslerinin duyulmasına yönelik tüm mücadeleler, Pınar’ın hafızasında yaşayacaktır. Adalet, Pınar’ın ismiyle anılmaya devam edecek ve onun hikayesi, değişim zemini için bir katalizör görevi görecektir.
Pınar Yıldız'ın acı dolu hikayesi, toplumun kadına yönelik şiddetle mücadele etme gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Adaletin tecelli etmesi ve kadınların güvenli bir ortamda yaşaması umuduyla, Pınar'ın adını yaşatmaya devam edeceğiz.