ABD'nin eski başkanı Donald Trump, görev süresi boyunca yaptığı değişikliklerin etkilerini vurgulayarak, "100 günde 100 yılın en köklü değişimini gerçekleştirdik" açıklamasında bulundu. Bu sözler, Trump'ın siyasi söylemini şekillendiren belki de en iddialı açıklamalarından biri olarak dikkat çekti. Peki, Trump’ın iş başında olduğu 100 gün içerisinde ABD’ye ne gibi ekonomik, diplomatik ve toplumsal değişiklikler kazandırdığına dair veriler neler? Bu yazımızda, Trump'ın bu dönemdeki faaliyetlerini anahatlarıyla inceleyeceğiz.
Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte uygulamaya koyduğu ekonomi politikaları, özellikle vergi reformu ve istihdam yaratmaya yönelik stratejilerle gündeme geldi. Vergi indirimleri ve iş dostu yasalar sayesinde birçok şirketin yatırımlarını artırdığı ve yeni iş imkanları yarattığı iddia ediliyor. Trump, bu kısa süre içerisinde 100 binlerce yeni iş imkânı sunduğunu belirterek, bu sayede işsizlik oranlarının azaldığını vurguladı. Ancak eleştirmenler, bu reformların eşitsizliği arttırdığı ve yalnızca zengin kesime fayda sağladığı yönünde eleştirilerde bulunuyor.
Ayrıca, Trump yönetiminin uyguladığı ticaret politikaları, birçok sektörde ciddi değişimlere yol açtı. Çin ile olan ticaret savaşları, yerli üretim teşvikleri ve ekonomik bağımsızlık hedefleri, Amerika'nın uluslararası ticaretteki konumunu yeniden şekillendirdi. Ticaret politikasındaki bu değişikliklerin uzun vadede nasıl bir etki yaratacağı, ekonomistler tarafından merakla izleniyor.
Trump’ın, uluslararası ilişkilerde yaptığı değişiklikler de büyük yankı uyandırdı. Orta Doğu’da barış anlaşmaları, NATO ülkeleri ile yapılan müzakereler ve Asya-Pasifik bölgesindeki diplomatik hamleler Trump yönetiminin dış politikadaki iddialarını pekiştirdi. Özellikle İsrail ile Arap ülkeleri arasında sağlanan normalleşme anlaşmaları, Trump’ın diplomasi alanındaki en büyük başarılarından biri olarak gösteriliyor. Ancak bu süreçte, içeride ve dışında büyük tartışmalara yol açan birçok karar alındı.
Öte yandan, Trump’ın liderliği altında gerçekleştirilen dış politika değişimlerinin yanı sıra, iklim değişikliği ve çevre politikaları konusunda alınan geri adımlar, küresel ölçekte tepkilere neden oldu. Paris İklim Anlaşması’ndan çekiliş, çevre aktivistleri tarafından sert bir şekilde eleştirildi, ancak Trump bunun Amerikan ekonomisi üzerindeki yükü azaltacağını savundu.
Sonuç olarak, Trump’ın 100 günde gerçekleştirdiği reformlar ve değişimler, hem yandaşları hem de muhalifleri tarafından farklı şekillerde yorumlanıyor. Kimileri, bu süreçte attığı adımlar sayesinde ABD’nin uluslararası arenada daha güçlü bir konumda olduğunu savunurken, diğerleri bu değişimlerin uzun vadede yaratacağı olumsuz sonuçlara dikkat çekiyor. Trump’ın yaptığı açıklamalar, önümüzdeki dönemdeki seçimler için de önemli bir referans noktası olacağa benziyor.
Özetle, Trump yönetimi altında yapılan değişimlerin, yalnızca 100 gün içinde kısa vadeli sonuçlar doğurmadığı, aynı zamanda uzun vadeli etkilerinin de analizi gerektiği ortaya çıkıyor. 100 gündeki değişim ve gelişmeler, ABD’nin siyasi ve ekonomik geleceği hakkında geniş kapsamlı bir değerlendirme yapılmasını zorunlu kılıyor.