Son dönemde yaşanan olaylar, Ortadoğu’daki gerilimi yeniden artırırken, İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik eylemleri de tartışma konusu oldu. İsrail İç Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa’ya gerçekleştirdiği son ziyaret, bölgede gerginliğin artmasına sebep oldu. Bu ziyaret, sadece Filistinliler açısından değil, aynı zamanda uluslararası toplum açısından da son derece hassas bir konuyu gündeme taşıyor ve tartışmaların odak noktası haline geliyor.
Ben-Gvir, Mescid-i Aksa’ya girmesiyle birlikte birçok kişi tarafından kınandı. Yapılan açıklamalara göre, Bakan’ın bu baskını, özellikle Müslüman toplulukları provoke etmeye yönelik bir adım olarak değerlendirildi. Geçtiğimiz yıllarda bu tür eylemler, bölgedeki tansiyonu yükselten ve çatışmalara yol açan olaylar haline geldi. Geçtiğimiz günlerde yapılan protesto gösterileri ve sosyal medya paylaşımları, uluslararası alanda İsrail’in bu tutumuna karşı bir uyanışı temsil ediyor.
Filistinli liderler, Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskının, dini ve siyasi barışı tehdit ettiğini vurguladı. Aynı zamanda, bu tür eylemlerin uluslararası hukuk ve BM kararlarıyla çeliştiği belirtiliyor. BM’den daha önce gelen uyarılar ve açıklamalar, bu konudaki yüksek hassasiyetin altını çiziyor.
Ben-Gvir’in gerçekleştirdiği bu baskın, sadece yerel düzeyde değil, aynı zamanda uluslararası kamuoyunda da önemli yankı buldu. Çeşitli ülkeler, İsrail’in Mescid-i Aksa üzerindeki davranışlarını kınadı ve olayın barış süreçlerine zarar vereceği konusunda uyardı. Birçok insan hakları örgütü, yapılan bu tür baskınların, özellikle kutsal yerler üzerinde yarattığı gerginliğin, toplumlar arası nefretin artmasına neden olabileceği konusunda endişelerini dile getirdi.
Mescid-i Aksa, Müslümanlar için kutsal bir mekan olmasının yanı sıra, birçok çatışmanın da merkezinde yer alıyor. Tarih boyunca bu tür olaylar, bölgede çatışma ve ayrışmalara sebep olmuştur. Ben-Gvir’in gerçekleştirdiği bu son baskın ise, halk arasında sadece dini bir alana yapılan bir baskın olarak değil, aynı zamanda siyasi bir provokasyon olarak görülüyor.
Uluslararası ilişkiler açısından bakıldığında, bu olayın uzun vadede sonuçları olabileceği düşünülüyor. Ortadoğu’da barış sürecinin yeniden yapılandırılması için yapılacak olan müzakerelerin, bu tür eylemler nedeniyle daha da zor bir hale geleceği ifade ediliyor. Tüm bu gelişmeler ışığında, Mescid-i Aksa’ya yönelik bu son baskın, dünyanın dört bir yanından gelen tepkilerle birlikte, yalnızca bölgeyi değil, uluslararası ilişkileri de derinden etkileyen bir olay olarak tarih sahnesindeki yerini alıyor.