Son yıllarda kalp krizleri, dünya genelinde en sık görülen sağlık sorunları arasında yer alıyor. Türkiye’de de her yıl binlerce insan, hayatını kaybetmesine veya hayat kalitesinin ciddi şekilde düşmesine yol açan bu kritik durumla karşılaşmakta. Beslenme ve sağlık öncüsü profesörler, kalp krizi risk faktörleri üzerinde yoğunlaşarak, bunlar arasında şeker ve kolesterolü karşılaştırmaya başladı. Bu yazımızda, kalp krizlerinin temel sebeplerini derinlemesine inceleyerek, hangi faktörlerin daha tehlikeli olduğunu anlamaya çalışacağız.
Yapılan son araştırmalar, aşırı şeker tüketiminin kan damarlarına ve dolaylı yoldan kalp sağlığına ciddi zararlar verebileceğini ortaya koyuyor. Şeker, insülin direncine ve obeziteye yol açarak kalp rahatsızlıklarına zemin hazırlayabiliyor. Bunun yanı sıra, yüksek şeker alımının trigliserid seviyelerini yükselttiği ve HDL (iyi) kolesterol seviyelerini düşürdüğü bilinmekte. Bu durum, kalp hastalığı riskini artırıyor ve kan damarlarında yağ birikimine neden olabiliyor.
Özellikle işlenmiş gıdalarda ilave şekerin fazla bulunması, bu durumun ciddiyetini iki katına çıkarıyor. Sadece tatlı yiyeceklerde değil, pek çok hazır gıda ürününde gizli şekerleri de bulmak mümkün. Yıldız beslenme profesörü, “Aşırı şeker alımının kalp sağlığı üzerindeki etkileri bir yandan kilo alımını desteklerken, diğer yandan kan şekerinin dengesizleşmesine de yol açarak, kalp krizine davetiye çıkarıyor” diyor.
Kolesterol, vücutta hayati öneme sahip bir madde olduğu halde, fazlasının kalp hastalıklarına yol açabileceği biliniyor. Kolesterol, iki ana gruba ayrılır: HDL kolesterol (iyi kolesterol) ve LDL kolesterol (kötü kolesterol). LDL kolesterol, damarlarda birikerek ateroskleroz oluşturarak kalp krizine zemin hazırlayabilir. Yüksek LDL seviyeleri, kan damarlarında tıkanmalara ve dolayısıyla kalp krizi riskinin artmasına neden oluyor.
Beslenme profesörleri, kolesterolü kontrol altında tutmanın kalp sağlığını korumada önemli bir etken olduğunu vurguluyor. Sağlıklı yağlar içeren besinler, LDL seviyelerini düşürmeye yardımcı olabilirken, trans yağ ve doymuş yağ oranı yüksek gıdalardan kaçınmak da hayati önemde. Ancak, kolesterol üzerine fazla odaklanmanın, diğer faktörleri göz ardı etmeye yol açabileceğini belirtiyorlar. Dolayısıyla, hormonlar, genetik yatkınlık ve yaşam tarzı gibi diğer etkenler de dikkatle izlenmeli.
Profesör, şeker tüketiminin kalp sağlığını olumsuz etkileyen çok sayıda mekanizma sayesinde kritik bir risk faktörü olduğunu vurgularken, kolesterolün de önemli bir yer tuttuğunu belirtiyor. Ancak, her bireyin kalp sağlığının farklı etmenlerden etkilendiğini unutmamak gerekir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak ve dengeli bir beslenme programı uygulamak, hem şeker hem de kolesterol seviyelerinizi kontrol altında tutmanıza yardımcı olacaktır.
Sonuç olarak, kalp krizlerinin önlenmesi için tek bir suçlu aramak oldukça yanıltıcı olabilir. Şeker ve kolesterol, kalp sağlığı üzerinde etkili olan başlıca faktörlerden yalnızca ikisi. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, dengeli beslenmek ve düzenli sağlık kontrolleri yapmak, kalp krizine karşı en etkili koruma yöntemlerindendir. Bunun yanı sıra, beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirerek, hangi gıdaların sizin için daha sağlıklı olduğunu öğrenmek, uzun vadede kalp sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır.